Blog

Makaleler, Yayınlar ve Güncel Haberler

Eşsiz Beynimize Kısa Bir Yolculuk!

Beyninizi şöyle bir düşünün – hemen başka hiçbir organınıza benzemediğini söyleyeceksiniz. İnsan organları arasında sırrı en son açığa çıkan beyindir. Beynin anatomisi ve fonksiyonlarının keşfi bin yıla yayılmış bir süreci kapsar.

Renklerin Tüketici Algısı Üzerindeki Etkisi

Renkler, insanların duygusal durumlarını etkilemek ve fizyolojik tepkilerini tetiklemek için güçlü bir araçtır. Evlerin tasarımı, dini pratikler, giyim tarzları gibi yaşamın çeşitli alanlarında renklerin kullanımı, iletişimde önemli bir rol oynamaktadır. İnsanlar, binlerce yıldır, renklere çeşitli anlamlar yükleyerek yaşam tarzlarını, tercihlerini ve sosyal statülerini ifade etmişlerdir. Bu renkler, toplumların tarihine, kültürüne ve coğrafyasına göre farklılık gösterebilir, ancak tarihsel bağlamlarda belirli renklere atfedilen anlamlar genellikle zamanla değişmez. Geçmişteki toplumların coğrafyasında belirli renklere yüklenmiş sembolik anlamlar, günümüzde de hala etkisini sürdürmektedir.

Bağlanma Şekillerinin Tüketici Davranışlarına Etkileri

Bağlanma teorisi, John Bowlby’nin çalışmalarıyla ve Mary Ainsworth’ün önemli katkılarıyla kurulmuştur. Bu teori, bir bebeğin sosyal ve duygusal gelişiminin birincil bakıcılarıyla olan ilişkileri tarafından derinlemesine şekillendirildiğini öne sürmektedir. Ainsworth’ün tasarlamış olduğu “Yabancı Ortam Deneyi” (The Strange Situation Experiment) ile bebeklerin ve çocukların kendilerine bakım veren kişi ile temelde üç belirgin bağlanma şekli geliştirdiğini gözlemlemiştir: Güvenli, Kaygılı ve Kaçıngan.

2024 Tüketici Psikolojisi ve Trendleri

Tüketici ile ilgili güdüler, fizyolojik ve psikolojik olarak ikiye ayrılabilir. Bu ayrım aynı zamanda güdüler ve ihtiyaçlar arasındaki ilişkiyi de göstermektedir. Fizyolojik güdüler, bedenin temel fonksiyonlarına bağlı olan hareketleri uyarmaktadır. Psikolojik güdüler ise, duygusal ve zihinsel hareketleri uyarmaktadır.  Algılama ise bir olay veya nesnenin varlığı ile ilgili duyular yoluyla bilgi edinmedir denilebilir. Her insan çevredeki tüm uyarıcılara karşı anlam verir. Tüketiciler, çevrelerinden gelen bilgileri algılarlar. Ancak, herkesin algısı farklıdır ve kişisel deneyimler, inançlar ve değerler algıyı etkiler.

Işığın Psikolojimiz ve Beynimiz Üzerindeki Etkisi

Kış aylarında ışığa daha az maruz kaldığımızda çeşitli psikolojik, fizyolojik zorluklarla karşılaşabiliyoruz. İnsan gözü, 400 ila 700 nanometre arasındaki dalga boylarında bulunan görünür ışığı algılar. Işığın kaynağından yayılan bu ışık, renk sıcaklığı, titreşim frekansı, renk geri verme indeksi (CRI), parlaklık ve çeşitli maddelerle etkileşim gibi faktörlere bağlı olarak nesnelerden yansır. Bu yansımalar, farklı kontrastları oluşturarak, göze ulaşarak insanların fiziksel ve psikolojik sağlıklarını etkiler.

KULLANICI DENEYİMİ ve NÖROPAZARLAMA

Tarih boyunca, insanı odak noktasına alarak ilerleyen yaklaşımlar, verimliliği artırmak ve daha iyi bir ürün, hizmet veya arayüz sunmak amacıyla benimsenmiştir. 1993 yılında Donald Norman tarafından geliştirilen bu kavram, son kullanıcının bir şirketin, hizmetlerin ve ürünlerin her yönüyle etkileşimini içerir. Mobil uygulama indirme kararından başlayarak, uygulama ile karşılaşma, etkileşime geçme, uygulama bileşenlerini kullanma ve uygulama indirme amacının gerçekleşmesi gibi aşamalar, bir kullanıcı deneyimi sürecine örnektir.

Kişiselleştirilmiş Algı

Her bireyin algılaması, aynı olaya veya duruma farklı tepkiler verebilir. Örneğin, aynı resmi gören iki kişi bile, kişisel geçmişleri, duygusal durumları ve önceki deneyimleri nedeniyle farklı bir algıya sahip olabilir. Bu nedenle, algı kişiseldir ve bireyler arasında değişkenlik gösterir. Algı ise duyularımız aracılığıyla alının bilgileri yakalayan, işleyen ve aktif olarak anlam kandıran bir bilişsel kabiliyettir.

Yeni Yıl ve Duygular

Yeni yıl, yeryüzünde yaşayan tüm canlılar için biyolojik ve psikolojik bir dönüşümü beraberinde getirir. Geride bıraktığımız zaman dilimine dönüp baktığımızda, yaşadığımız tüm deneyimler daha somut ve öz bir hal almıştır. Her birimiz, bu geçmiş yıl içinde farklı hayat yollarında ilerledik. Kimimiz yoğun bir çalışma temposuyla karşılaştı, kimimizse büyük heyecanlarla dolu anlar yaşadı. Bir diğer yandan, kimilerimiz içinse son derece zorlu bir yıl oldu. Ancak, burada bu satırları okuyabiliyorsak, hayat bize ne getirdiyse getirsin, bir şekilde ayakta kalmayı ve ilerlemeyi başardık demektir.

Renklerin Nöropazarlamadaki Önemi

Yılın rengi seçildi! Pantone Color Institute, 2024 yılının renk trendini belirledi ve bu yılın ana rengini ‘’Peach Fuzz/ Şeftali Tüyü’’ olarak açıkladı. Bu renk, taze bir şeftali tüyü gibi canlı ve modern bir atmosfer oluşturarak her alana taze bir soluk getirecek.

Koku ve Hafıza

Bilindiği üzere duyguların kaynağı olarak bilinen amigdala ve hafıza ayrıca öğrenme merkezimiz olarak bilinen hipokampus limbik sistemde bulunmaktadır. Koku molekülleri tarafından uyarılmış koku soğancığı koku ile ilgili bilgileri hem limbik sisteme hem de koku korteksine dolambaçsız bir yol izleyerek taşımaktadır. Böylece koku duyumuz, diğer duyularımıza kıyasla hatıralarımıza daha duygusal bir boyut kazandırmaktadır. Brown Üniversitesi’nden nörobilimci Dr. Rachel Herz’ün yapmış olduğu araştırma kokular tarafından tetiklenen hatıralarımızın, görme, işitme veya dokunma duyularımızla tetiklenen hatıralarımız kadar doğru, detaylı ve canlı olduğunu göstermiştir. Ancak kokuların tetiklediği hatıralarımızın diğer duyular tarafından tetiklenenlerden farklı olarak daha duygusal olduğu bulunmuştur.

Koku ve Duygular

Koku duyumuz, limbik sisteme ve bu sistemde yer alan amigdalaya olan direkt bağlantısı sayesinde, diğer duyularımıza kıyasla duygularımızla çok yakın bir ilişki içindedir. Zira anne karnındayken gelişen ilk duyumuzdur ve anne karnında 12. haftada gelişimini tamamlamaktadır. Yani hepimiz kokuları öğrenmeye daha  doğmadan anne karnında, amniyotik sıvının içindeyken başlamaktayız. Yapılan araştırmalar hamilelik sürecinde annelerin tükettiklerinin, bebeğin koku ve tat tercihlerini etkilediğini ortaya koymuştur. Bununla beraber ait olduğumuz kültürün de koku ve tat tercihlerimizi çok büyük oranda etkilediği bilinmektedir.

Koku Algısı ve Nöropazarlama

Brown Üniversitesi’nden dünyaca ünlü nörobilimci Dr. Rachel Herz’in yapmış olduğu araştırmaya göre katılımcılara görme, işitme ve koklama duyularından hangisinden vazgeçmek istedikleri sorulduğunda katılmcıların yüzde 84.6’sı koku alma duyularından vazgeçmeyi tercih etmiştir ki bu oranın görme ve işitme duyularını tercih edenlere kıyasla oldukça yüksek olduğu aşikardır. Birçok insanın görme ve işitme duyularına kıyasla vazgeçmeyi tercih ettiği koku algısı tam olarak nedir?