Blog

Makaleler, Yayınlar ve Güncel Haberler

Bayramın Duygularımız Üzerindeki Etkisi

Bayramlar, yoğun şehir hayatının koşuşturmacası içinde ihmal ettiğimiz ailemizi ve sevdiklerimizi görmek için önemli bir fırsat sunar. Uzmanlar, bayram ziyaretlerinin rutin alışkanlıkların dışına çıkarak sevdiklerimizle zaman geçirmenin ruh sağlığımızı olumlu yönde etkilediğini vurgular. Ayrıca, bayramlar insanların duygusal, düşünsel, sevinçli, söylemsel ve eylemsel olarak bir araya gelmelerine katkı sağlar. Bu özel zaman dilimi, bencilliği, çıkarcılığı ve ayrışmayı azaltırken sevgi, saygı, barış, kardeşlik, mutluluk ve paylaşma duygularını artırır.

Nöroplastisite: Beyni Dizayn Etmek

Nöroplastisite kelimesi ilk defa nöron yapılarında gözlemlenen değişiklikleri tanımlamak için 1948’de Polonyalı sinirbilimci Jerzy Konorski tarafıdan kullanılmıştır.

Siyasi Seçimler ve Duygular

Günümüzde, siyasi liderlerin seçmen davranışlarını etkilemeye çalışırken, hem mantıklı hem de duygusal iletişim stratejilerini kullandığı genel bir kabuldür. Araştırmalar, seçmenlerin karar alma süreçlerinde duygusal faktörlerin sadece mantıksal faktörler kadar etkili olduğunu göstermektedir. İktidar lehine duygusal manipülasyonun tarihsel kökenleri eski dönemlere dayansa da, son dönemde yapılan bilimsel araştırmalar, bu stratejilerin kullanımını daha sofistike ve etkili hale getirmiştir.

Suyun Beynimiz Üzerindeki Etkisi

22 Mart Dünya Su Günü kutlu olsun. Bu hafta yeryüzünde neredeyse yaşayan her canlı için büyük öneme sahip olan suyun beyin üzerindeki önemli etkilerine odaklanacağız. Öncellikle Dünya Su Günü’nün tarihçesine değineceğiz. 1993’te Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen karar, dünya genelinde artan temiz su sorununa odaklanmak için önemli bir adımdır. Bu kararla birlikte 22 Mart, Dünya Su Günü olarak ilan edilmiştir.

Müşteri Hizmetlerinde Öne Çıkan Duygu ve Duygu Durumları

Değişen dünya da duygularımız ve duygularımızı ifade etme biçimlerimiz de değişti. Özellikle son üç yıldır sosyal medya platformlarında psikologların duyguları, deneyimleri ve insan doğasını detaylı anlatması kitlelerin benliklerini ve dahi duygularını sorgulamasını sağladı. Binlerce insan terapi hizmetlerinden faydalandı. Duyguların zayıflık olmadığına aksine insan doğasının kilit taşı olduğu kanaatine varıldı. Bugün sadece duygular fark edilmedi. Aynı zamanda duyguları ifade ediş biçimlerimiz de öne çıktı. Gerek sosyal ortamlarda gerek aile içinde ve dahi şirketler içinde duygular ifade etmek popülerleşti.

Sosyal Medyadaki Influencerların Tüketici Duyguları Üzerindeki Etkisi

Günümüzde, insanlar için önemli bir sosyalleşme alanı olan sosyal medya platformları, artık gündelik yaşamın bir parçası olmaktan çok gündelik yaşamın kendisi haline geldi. Bireyler, sosyal medya profilleri aracılığıyla kişiliklerini tanıtıyorlar. Özellikle takipçi sayısı ve beğeni sayısı, saygınlık kazanmada önemli bir ölçüt haline geldi. Dolayısıyla, daha fazla takipçisi olan kullanıcılar, geniş kitlelere ulaşmanın ve etki yaratmanın daha kolay olduğunu görebiliyorlar. Şimdi influencer dünyasını tanımlayalım…

Online Alışveriş ve Tüketici Algısı

Teknolojik, gelişmelerin hayatımızın her alanına yayılması, günlük rutinlerimizi daha hızlı ve etkili hale getiriyor. Artık bir ihtiyacımızı karşılamak için fiziksel olarak bir mağazaya gitmek zorunda kalmıyoruz. online alışveriş sayesinde istediğimiz ürünleri kolayca temin edebiliyoruz. Bu durum, büyük bir kolaylık sağlıyor. Çünkü geniş ürün yelpazesi, her türlü ihtiyacı karşılayacak bir seçenek bulmayı daha mümkün kılıyor. Son dönemde online alışveriş sitelerinin “süper app” olma çabalarıyla birlikte, market alışverişi, elektronik ürünler, giyim ve daha birçok farklı kategoride ürünü aynı platformda bulabiliyoruz. Bu da hem fiziksel hem de zihinsel olarak yorgunluktan kaçınmamızı sağlıyor ve zaman tasarrufu sağlıyor. Artık birkaç tıklama ile tüm bu ihtiyaçları karşılayabiliyoruz.

Tüketicinin Satın Alma Kararını Etkileyen Duygular

Duygular, geçmişte psikoloji, felsefe ve sosyoloji alanlarında derinlemesine incelenirken, son 20 yılda beyin bilimleri, davranışsal ekonomi ve oyun teorisi gibi disiplinlerde gerçekleşen önemli ilerlemeler sayesinde insan davranışlarının anlaşılmasında önemli bir odak haline gelmiştir. Bu alandaki dönüşüm, insan davranışlarının anlaşılmasında yeni bir perspektif sunmuş ve duyguların rolünü vurgulamıştır. Pazarlama bilimi de bu gelişmelerden etkilenerek, birçok araştırmacının odak noktası haline gelmiştir.

Eşsiz Beynimize Kısa Bir Yolculuk!

Beyninizi şöyle bir düşünün – hemen başka hiçbir organınıza benzemediğini söyleyeceksiniz. İnsan organları arasında sırrı en son açığa çıkan beyindir. Beynin anatomisi ve fonksiyonlarının keşfi bin yıla yayılmış bir süreci kapsar.

Renklerin Tüketici Algısı Üzerindeki Etkisi

Renkler, insanların duygusal durumlarını etkilemek ve fizyolojik tepkilerini tetiklemek için güçlü bir araçtır. Evlerin tasarımı, dini pratikler, giyim tarzları gibi yaşamın çeşitli alanlarında renklerin kullanımı, iletişimde önemli bir rol oynamaktadır. İnsanlar, binlerce yıldır, renklere çeşitli anlamlar yükleyerek yaşam tarzlarını, tercihlerini ve sosyal statülerini ifade etmişlerdir. Bu renkler, toplumların tarihine, kültürüne ve coğrafyasına göre farklılık gösterebilir, ancak tarihsel bağlamlarda belirli renklere atfedilen anlamlar genellikle zamanla değişmez. Geçmişteki toplumların coğrafyasında belirli renklere yüklenmiş sembolik anlamlar, günümüzde de hala etkisini sürdürmektedir.

Bağlanma Şekillerinin Tüketici Davranışlarına Etkileri

Bağlanma teorisi, John Bowlby’nin çalışmalarıyla ve Mary Ainsworth’ün önemli katkılarıyla kurulmuştur. Bu teori, bir bebeğin sosyal ve duygusal gelişiminin birincil bakıcılarıyla olan ilişkileri tarafından derinlemesine şekillendirildiğini öne sürmektedir. Ainsworth’ün tasarlamış olduğu “Yabancı Ortam Deneyi” (The Strange Situation Experiment) ile bebeklerin ve çocukların kendilerine bakım veren kişi ile temelde üç belirgin bağlanma şekli geliştirdiğini gözlemlemiştir: Güvenli, Kaygılı ve Kaçıngan.

2024 Tüketici Psikolojisi ve Trendleri

Tüketici ile ilgili güdüler, fizyolojik ve psikolojik olarak ikiye ayrılabilir. Bu ayrım aynı zamanda güdüler ve ihtiyaçlar arasındaki ilişkiyi de göstermektedir. Fizyolojik güdüler, bedenin temel fonksiyonlarına bağlı olan hareketleri uyarmaktadır. Psikolojik güdüler ise, duygusal ve zihinsel hareketleri uyarmaktadır.  Algılama ise bir olay veya nesnenin varlığı ile ilgili duyular yoluyla bilgi edinmedir denilebilir. Her insan çevredeki tüm uyarıcılara karşı anlam verir. Tüketiciler, çevrelerinden gelen bilgileri algılarlar. Ancak, herkesin algısı farklıdır ve kişisel deneyimler, inançlar ve değerler algıyı etkiler.