Tüketicilerin Temel Duyguları

İnsan olarak neredeyse tüm davranışlarımızın ardında bir duygu olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle duygularımızın, uyarıcılara karşı verdiğimiz otomatik tepkiler olduğunu düşünürsek bir nevi otopilot ile karar veriyoruz.

Beynimizin milyarlarca hücresinden salınan nörotransmitterler, duygularımızı, hormonlarımızı, kalbimizi ve diğer organlarımızı etkileyen kimyasal mesajlar taşır. Beynin en alt katmanında, reflekslerin ve içgüdüsel davranışların merkezi olan “sürüngen beyni” (reptilian beyin) bulunur. En üst katmanda ise, düşüncenin ve aklın merkezi olarak kabul edilen “yeni memeli beyni” (neo-korteks) yer alır. Orta katmanda ise “limbik beyin” adı verilen küçük bir merkez vardır. Limbik beyin, hipotalamus bölgesi ve küçük sinirsel çekirdeklerden oluşur. Bu bölüm, duyguların merkezi olmasının yanı sıra, motivasyon ve büyük hayati işlevlerin (açlık, susuzluk, saldırganlık, cinsellik) yönetim merkezlerini de içerir. Yani duygular, beyinde hafıza oluşumu, duygusal tepki ve davranış düzenlemesini kontrol eden alanla ilgilidir.

 Duyguların tüketici karar verme sürecinde önemli bir rol oynadığı bilinen bir gerçektir. Evrimsel açıdan bakıldığında, duygular, iyi kararlar almamıza yardımcı olmak için evrimleşmiştir. Tüketicilerin bir ürüne veya markaya dair temel duyguları vardır. Bunlar; Mutluluk, Güven, Korku, Öfke, Arzu, Öfke gibi duygulardır. Tüketiciler, mutluluk ve memnuniyet hissi uyandıran ürün ve hizmetlere yönelirler. Yine markalara ve ürünlere karşı duyulan güven, tüketicilerin sadakatini artırır. Ürün veya hizmete duyulan arzu, satın alma kararını tetikleyebilir. Tüketici şikayetlerine ve olumsuz deneyimlere yol açarak markaya zarar verebilir. Korku, aciliyet hissi yaratarak tüketicilerin hızlı karar vermesine neden olabilir. Son olarak gurur, tüketicinin bir ürün veya hizmeti kullanmaktan duyduğu memnuniyet ve kendine güven duygusudur.

Duygular, marka sadakati oluşturmak, olumlu bir marka imajı yaratmak ve müşteri memnuniyetini artırmak için pazarlamada etkili bir şekilde kullanılabilir. Duyguları doğru şekilde kullanmak, dönüşüm oranlarınızı doğal olarak yükseltir, çünkü bu, müşterilerinizin ilgisini çekmenizi ve onlarla güçlü bağlar kurmanızı sağlar. Bu da, onların satın alma davranışlarında daha istekli olmalarını destekler.

Referans: Psikolog Merve Altındağ

Türedi, S. (2007). Duyguların kadınların alışveriş davranışlarındaki rolü (Master’s thesis, Sakarya Universitesi (Turkey)).

Ç. M. Bakırcı. Hayatın Kimyası: Farklı Kimyasal Kombinasyonları Hissettiğimiz Duyguları Nasıl Etkiliyor?. (9 Şubat 2013). Alındığı Tarih: 25 Ekim 2022.

Karaman, D. (2021). TÜKETİCİ SATIN ALMA KARAR SÜRECİNDE ETKİLİ OLAN DUYGULAR VE NEDENLERİN KUŞAKLAR KAPSAMINDA İNCELENMESİ. Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, (45), 107-119.

Etiketler: #nöropazarlama, #nörobilim, #tüketici, #blog

Facebook
Twitter
LinkedIn

EmoVoice AI: İnsan ve Yapay Zeka İş birliğiyle Ses Duygu Analizinde Yeni Bir Çağ

Teknolojinin hızla ilerlediği günümüzde, yapay zeka artık hayatımızın her alanında bize eşlik ediyor. Ancak, insan duygularını anlamak ve yorumlamak her zaman yapay zeka için bir meydan okuma olmuştur. İşte tam da bu noktada, EmoVoice AI devreye giriyor. İnsan sezgisi ile yapay zekanın analitik gücünü bir araya getiren EmoVoice AI, ses duygu analizinde yepyeni bir çağ başlatıyor.

Pazarlama Etiği: Sorumlu ve Dürüst Bir Pazarlama Anlayışı

Pazarlama etiği, pazarlama faaliyetlerinin ahlaki ve etik kurallara uygun bir şekilde yürütülmesini sağlayan bir disiplindir. Temelde, pazarlamacıların ve şirketlerin, ürün veya hizmetlerini tanıtırken ve satış yaparken doğru, dürüst ve sorumlu bir yaklaşım sergilemesini amaçlar. Pazarlama etiği, müşterilere, toplumlara, çevreye ve diğer paydaşlara karşı adil ve saygılı bir tutum geliştirilmesini savunur.

Tüketici İhtiyaçlarının Derinlemesine Analizi: Maslow’un Hiyerarşisi ve Nöropazarlama

Tüketici davranışlarını anlamak, markaların etkili pazarlama stratejileri geliştirmesi için kritik öneme sahiptir. Bu noktada, Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi, pazarlama dünyasında uzun yıllardır kullanılarak markaların tüketici ihtiyaçlarına nasıl hitap edebileceğini anlamalarına yardımcı olmuştur. Maslow’un piramidi, insanların ihtiyaçlarının farklı seviyelerde sıralandığını ve bu ihtiyaçları karşılama şekillerinin, reklamlar ve ürün stratejileriyle nasıl ilişkilendirilebileceğini gösterir. Nöropazarlama ise bu teoriyi, beynin nasıl tepki verdiğini ve bu ihtiyaçları nasıl tatmin ettiğini inceleyerek daha derinlemesine anlamamıza yardımcı olur.