Duygular ve Nöropazarlama

duygular ve nöropazarlama

Duygular ve Nöropazarlama

İnsan beyni kendine mahsustur, başka hiçbir şeye benzemez, diğer organlarla kıyaslandığında çekiciliği bile sorgulanabilir. Ama gelin görün ki, evrendeki en müthiş yapı ne kara delikler ne de gök dinamiğidir… sadece “insan beynidir”. Ortalama 1400 mg’lık bu Hardware’in işletim sistemi performansına değil erişmek, henüz yaklaşmak dahi mümkün olmamıştır.

Deneyimler

Beynimiz bizi gördüklerimize, duyduklarımıza yani çevremizdeki dünyaya karşılık vermeye hazır tutar. Beyin hem dış dünyadan hem de bedenimizden sürekli bilgi toplayan geniş ve karmaşık iletişim ağlarının merkezindedir. İşte bu bilgileri yorumlarken deneyimleri meydana getirir. Beynimizdeki elektriksel aktivitenin deneyime nasıl dönüştüğü tam olarak bilinmemekle birlikte duyu organlarımızın bu konudaki rolleri belirlidir. Her duyu organı farklı tipte bir uyaranla baş etmek üzere uzmanlaşmıştır. Örneğin gözler ışığa, kulaklar ses dalgalarına duyarlıdır. Duyu organlarından gelen sinyaller beyin tarafından işlenir ve ne gibi bir deneyim üreteceğini belirler. Deneyimlerimiz bizim davranışlarımızın temel taşıdır. Beş duyu organımızla hissettiğimiz uyaranlara verdiğimiz davranışsal yanıtlar, merkezi ve otonom sinir sistemimizin bileşke yanıtıdır.   

Günümüzde, beynimizin davranışsal yanıtlarını fizyolojik ve nörolojik olarak ölçümleyerek belli başlı temel duyguları bilimsel olarak ortaya çıkarmak için nörobilimden faydalanılıyor. Nörobilim günümüzde insan beyninin karar verme süreçlerinin, sosyal etkileşim ve duygularının incelendiği araştırmaların başını çekiyor. Bu bağlamda, sosyal nörobilimin alt kollarından biri olan nöropazarlama ise pazarlama dünyasına yeni bir pencere sunuyor. Nöropazarlama araştırmalarının en çarpıcı özelliği, tüketicilerin markalara ve ürünlere verdikleri duygusal tepkiyi, bilimsellik sınırları içerisinde ölçebilmesidir. Markaların müşterileriyle kurdukları iletişimde, davranışsal boyutu yönlendiren duygusal boyut ön plana çıkarken, geleneksel araştırma yöntemleri duygusal boyutu bilimsellik içerisinde doğru olarak vermekte yetersiz kalmaktadır.

Neden Nöropazarlama

Duyguların ifade edilmesinin önemi insanların birbirlerine bağımlı olmaları ve birinin yaptığı şeyin diğerlerini mutlaka etkilemesidir. Bu nedenle toplum içerisinde birbirimizin duygularını anlamamız çok önemli ve gereklidir.  Pazarlama dünyasında da markaların, mevcut ya da potansiyel tüketicilerinin duygularını anlamaya ve onları tanımaya ihtiyacı olduğu kesindir. Bir duygunun objektif ölçümü için, konvansiyonel tekniklerin dışında nöropazarlamaya yönelme ihtiyacının olduğu açık ve nettir.

Duygulara Hitap Etmenin Önemini Anlatıyoruz!

acı ve haz

Duygulara Hitap Edin!

Duygular, sadece yüz ve beden kaslarının belirli biçimlerde kasılmasıyla oluşan bir takım işaretler değil, aynı zamanda nöronların da ateşlemesidir. Yedi temel evrensel duygu vardır. ‘Mutluluk, üzüntü, sinirlenme, şaşırma, korku, iğrenme ve nefret’.   

Duygular beynimizde oluşur, duygusal mekanizmalarda en önemli görev beyin yapılarına aittir. Duygular bilişsel fonksiyonları etkiler, bilişsel fonksiyonlar da duyguları kontrol eder. İnsanların herhangi bir görüntü, ses, tat ya da genel olarak karşılaştığı uyarana karşı oluşan duyguları, merkezi ve otonom sinir sistemlerinden gelen yanıtlardır. Bazı bilim adamları bu verilen yanıtların genetik eğilime açık olduğunu söylese de, bu konuda literatüre geçmiş herhangi bir kanıt yoktur. Otonom sinir sistemi ile derin beyin yapılarının  (Amigdala, Orbitofrontal korteks, Anterior singulat korteks ve İnsula aktivasyonu) duyguları sürüklemesi ile yüz kasları harekete geçer.

Günümüzde duyguların yaşamın her alanında ne kadar etkili olduğu yaşanmışlıklar, deneyler ve yapılan araştırmalarla ortaya çıkarılmakta ve vurgulanmaktadır. Yaşamımızdaki kişileri anlayabilmemiz ve bir sonraki adımlarının ne olduğunu öngörebilmemiz için birbirimizin duygularını tanıyabilmemiz çok önemlidir. Karşımızdaki insanlara ne yapmak istediğimizi anlatmak için de kendi duygularımızı anlayabilmemiz ve ifade edebilmemiz gereklidir.

Günümüzde kişilerin duyguları, yüz kaslarının hareketleriyle dışarıya vurulduğu için analiz edilmektedir. Ancak duyguların ölçümleme ve analizinin, literatüre geçecek düzeyde düzgün ölçümleme yöntemleriyle bizzat nörobilimciler tarafından gerçekleştirilmesi ve istatistiksel olarak anlamlı olan skorların raporlanması önemlidir. İstatistiksel anlamlılık, sunulan uyarana karşı teste katılan kişilerin ortak olarak aynı duyguyu hissetmeleridir. Gösterilen her görsel/işitsel uyarana karşı oluşan duyguların değerlendirilip, kişiye özel duygu haritalaması yapılması gereklidir.

Hayatın her alanında her ne yaparsanız yapın – duygulara hitap edin! Olaylar ve sayılar yeterli değil, sözler bir yere kadar, mantık yeterince çalışmıyor, karar için duygu gerekiyor.

Bu konuda Güney California Üniversitesi’nin Nöroloji ve Psikoloji profesörü olan Antonio Damasio’nun “Biz hisseden düşünme makineleri değiliz,  düşünen hissetme makineleriyiz” sözü “kararlarına duygularını karıştırma!” klişe sözünü değiştirecek gibi gözüküyor. Artık kişilere verilen eğitimlerde önce hisset, sonra gerçekleştir ve en son düşün teorisinin geçerli olduğu anlatılıyor. Zira duygular eylem yaratır ve kararları tetikler.