Her bireyin algılaması, aynı olaya veya duruma farklı tepkiler verebilir. Örneğin, aynı resmi gören iki kişi bile, kişisel geçmişleri, duygusal durumları ve önceki deneyimleri nedeniyle farklı bir algıya sahip olabilir. Bu nedenle, algı kişiseldir ve bireyler arasında değişkenlik gösterir. Algı ise duyularımız aracılığıyla alının bilgileri yakalayan, işleyen ve aktif olarak anlam kandıran bir bilişsel kabiliyettir. Duyusal organlarımız, çevremizden gelen uyarıları algılamamıza yardımcı olarak, çevremizi anlamamızı sağlayan önemli bir rol oynar. Bu bilişsel süreç, gündelik yaşantımız için son derece önemlidir. Algı, bilişsel antrenmanla geliştirilebilen ve çalıştırılabilen bir yetenektir. Bu süreç, bilgiyi hem “aşağıdan yukarı” hem de “yukarıdan aşağı” işlemeyi gerektirir. Yani, sadece dış dünyadan gelen bilgilerle pasif bir şekilde yönlendirilmez; aynı zamanda aktif olarak belirli bir uyarıcıyı bekler, tahmin eder ve kontrol eder. Algı, bu şekilde hem dış dünyadan gelen bilgilerle etkileşimde bulunur hem de bireyin önceki bilgi ve deneyimleriyle etkileşerek anlam kazanır.
Algı, sadece klasik beş duyuya indirgenmeyen karmaşık bir süreçtir. Bunlar arasında uzaysal algı, çevresel ilişkilerin farkında olma yeteneğini içerir ve dermal ile kinestetik algıya bağlıdır. Şekil algısı, bir varlığın sınırları ve açıları hakkında bilgi edinme yeteneğini ifade eder ve görsel ile dermal algıya bağlantılıdır. Örneğin;
Zaman algısı, uyarıcılardaki değişimleri anlama ve zaman içinde düzenleme yeteneğini ifade eder. Kinestetik algı, çevre ve vücudun hareket ve hızıyla ilgili bilgileri yorumlama yeteneğini içerir ve görsel, uzaysal, zaman, dermal, içten alıcı, içsalgı, vestibüler algıyla ilişkilidir. Kemosensör algı, kimyasal maddelerin tükürükteki etkileşimini yorumlama kapasitesini temsil eder ve tat alma algısıyla bağlantılıdır. Algı, beyne iletilen bilgileri seçip, düzenleyip, yorumlamamız gereken aktif bir süreçtir. Bu süreç, bir dizi önemli adımdan oluşur. İlk olarak, seçim aşamasında gündelik hayatta karşılaştığımız bilgi miktarı, kognitif kapasitemizi aşar. Dolayısıyla algının filtrelemesi ve seçmesi gerekir. Bu seçim, bize özgü önceliklere dayalı olarak gerçekleşir. Sonrasında, seçtiğimiz bilgileri anlam verebilmek için uyaranları gruplar halinde düzenlememiz gerekir. Algıda sinerji söz konusudur, çünkü algılananlar genel bir bütün olarak kabul edilir. Son olarak, yorumlama aşamasında, seçilen ve düzenlenen tüm uyaranlara anlam kazandırarak algı sürecini tamamlarız. Yorumlama süreci, geçmiş tecrübelerimiz ve beklentilerimiz tarafından şekillenir. Bu aşamada, algılanan bilgileri kendi özgün bakış açımız ve değerlendirmelerimizle birleştiririz.,
Algı ve nöropazarlama arasında güçlü bir ilişki vardır. Nöropazarlama, dikkatin nasıl çekilebileceğini anlamak için beyin aktivitesini inceleyebilir. Kişinin kişiye özgü algısın göz önünde bulundurarak yeni yöntemler, stratejiler geliştirebilir. Kişinin algı farklılığı pozitif bir veri haline getirilebilir.
Referans: Psikolog Merve Altındağ
Evelyn Shatil, Jaroslava Mikulecká, Francesco Bellotti, Vladimír Burěs – Novel Television-Based Cognitive Training Improves Working Memory and Executive Function – PLoS ONE July 03, 2014. 10.1371/journal.pone.010147
Improves Sleep Quality and Cognitive Function among Older Adults with Insomnia. PLoS ONE 8(4): e61390. doi:10.1371/journal.pone.0061390 Thompson HJ, Demiris G, Rue T, Shatil E, Wilamowska K, Zaslavsky O, Reeder B. – Telemedicine Journal and E-health Date and Volume: 2011 Dec;17(10,):794-800. Epub 2011 Oct 19.
Etiketler: #nöropazarlama, #nörobilim, #kişiselleştirilmiş, #algı, #blog