Işığın Psikolojimiz ve Beynimiz Üzerindeki Etkisi

Kış aylarında ışığa daha az maruz kaldığımızda çeşitli psikolojik, fizyolojik zorluklarla karşılaşabiliyoruz. İnsan gözü, 400 ila 700 nanometre arasındaki dalga boylarında bulunan görünür ışığı algılar. Işığın kaynağından yayılan bu ışık, renk sıcaklığı, titreşim frekansı, renk geri verme indeksi (CRI), parlaklık ve çeşitli maddelerle etkileşim gibi faktörlere bağlı olarak nesnelerden yansır. Bu yansımalar, farklı kontrastları oluşturarak, göze ulaşarak insanların fiziksel ve psikolojik sağlıklarını etkiler.

Özellikle güneş ışığından yeterince faydalanılamadığında, D vitamini eksikliği olabilir. D vitamini, genel sağlığın yanı sıra ruh halini de etkileyebilir. D vitamini düzeyleri düşük olan kişilerde depresyon riski artabilir. Kış mevsiminde günlerin kısalması ve gecelerin uzaması, vücudun melatonin hormonunu artırma eğiliminde olmasına neden olabilir. Bu durum, enerji seviyelerinde azalma ve uykusuzluk sorunlarına yol açabilir.

İnsanların psikolojisi ve genel sağlıkları üzerinde belirgin bir etkisi olan önemli bir gerçek, kaliteli ve yeterli uykunun sağlanmasıdır. Bu süreçte, melatonin hormonu önemli bir rol oynar. Melatonin, retinaya düşen ışık seviyesindeki azalmaya tepki olarak salgılanarak uykunun başlamasını destekler. Işığın arttığı durumlarda ise melatonin salgısı azalır, bu da uyanıklık durumunu destekler. Bu nedenle, biyolojik saatin düzenli çalışabilmesi ve uyku kalitesinin artırılabilmesi için melatonin hormonunun sağlıklı bir şekilde salgılanması büyük önem taşır.

Günümüzde insanlaryapay ışığa gündüz veya gece bir şekilde maruz kalmaktadır. Biyolojik saat gereği uyunan gece saatlerinde yansıyan veya doğrudan gelen ışıklar uyku düzeninin bozulmasına sebep olabilmektedir. Televizyon, bilgisayar monitörü, cep telefonu ekranı, dijital saatler, bildirim ışıkları, araç farları, sokak lambaları geceleri uyku düzenimizi etkileyebilecek bazı örnekler olarak verilebilir.

Güneş ışığına daha fazla maruz kalan bireylerde yapılan bazı deneysel çalışmalar, depresyon belirtilerinde azalma olduğunu göstermiştir. Bu etki, antidepresan ilaçlarla birleştirildiğinde ise sadece ilaç kullanımına kıyasla daha etkili sonuçlar elde edilebileceğini ortaya koymaktadır.

Işığın, renk ve parlaklık değerlerinin insanların yemek alışkanlıklarını etkilemesi, aydınlatmanın diğer önemli bir etkisidir. Yapılan araştırmalarda, loş ışıklı restoranlarda insanların yavaş ve daha az yemek yediği gözlemlenmiştir. Ancak, bu durumda uyanıklık hali azaldığı için yemek kalorisine dikkatinin de azaldığı belirlenmiştir. Ayrıca, farklı ışık ortamlarının hormonların etkisi yoluyla yeme alışkanlıklarını etkileyebileceği düşünülmektedir. Örneğin, sıcak ve sarı tonlardaki ışıkların, yemek sırasında serotonin ve melatonin gibi hormonların salgılanmasını etkileyebileceği düşünülmektedir. Bu da yemek yeme deneyimini ve tadını etkileyebilir. Renk ve ışık düzenlemeleri, bir mekanın atmosferini ve yemekle ilgili algıyı değiştirebilir, bu da insanların yemek seçimleri ve tüketim alışkanlıkları üzerinde etkili olabilir.

Referans:

 Psikolog Merve Altındağ

KÜÇÜK, S. (2023). Aydınlatma ve Işığın İnsan Yaşam ve Sağlığı Üzerindeki Etkileri. Yeni Yüzyıl Journal of Medical Sciences4(3), 95-102.

Etiketler: #nöropazarlama, #nörobilim, #ışık, #blog

Facebook
Twitter
LinkedIn

2024’te Nöropazarlama Trendleri

Dijitalleşen dünyada, markalar tüketicilerin dikkatini çekmek ve onları ikna etmek için giderek daha yenilikçi yöntemler arıyor. 2024 yılı itibariyle, bu alandaki en güçlü araçlardan biri, nöropazarlama olarak bilinen Sinir Bilimleri oldu. Beynin dikkat, algı, öğrenme, duygusal uyarılma ve karar verme süreçlerinin (kognisyon) altında yatan biyolojik mekanizmalar hakkında önemli bir bilgi birikimi oluşturmuştur. Nöropazarlama gibi alanlar bu bilgi birikiminin gelişen uygulama alanlarındandır.

Yeni Yıla Beyin Odaklı Giriş

Yeni yıl, bir dönüm noktasıdır; hem kişisel hem de ticari anlamda büyük bir başlangıç olarak kabul edilir. İnsanlar, geçmişin izlerini geride bırakıp yeni umutlarla, yeniliklerle dolu bir yıla adım atmak isterler. Bu dönemde markaların, tüketici psikolojisini anlamaları ve onlara hitap etmeleri daha da önemlidir. Beyin odaklı pazarlama, markaların tüketicilerin düşüncelerini, duygularını ve davranışlarını doğru analiz etmelerini sağlayarak, daha etkili bir iletişim kurmalarına yardımcı olabilir.

2025 Yılının Rengi: Mocha Mausse ve Nöropazarlama Perspektifi

Pantone Color Institute, 2025 yılı için “Mocha Mausse” adlı kadifemsi kahverengi tonunu yılın rengi olarak belirledi. Bu seçim, yalnızca estetik bir tercih değil, aynı zamanda derin bir psikolojik ve duygusal anlam taşıyor. Renklerin, kişisel ve toplumsal düzeyde nasıl algılandığı ve anlam bulduğu üzerine yapılan nöropazarlama araştırmaları, renklerin tüketici davranışları üzerindeki etkilerini ortaya koyuyor.