Duygulara Hitap Edin!
Duygular, sadece yüz ve beden kaslarının belirli biçimlerde kasılmasıyla oluşan bir takım işaretler değil, aynı zamanda nöronların da ateşlemesidir. Yedi temel evrensel duygu vardır. ‘Mutluluk, üzüntü, sinirlenme, şaşırma, korku, iğrenme ve nefret’.
Duygular beynimizde oluşur, duygusal mekanizmalarda en önemli görev beyin yapılarına aittir. Duygular bilişsel fonksiyonları etkiler, bilişsel fonksiyonlar da duyguları kontrol eder. İnsanların herhangi bir görüntü, ses, tat ya da genel olarak karşılaştığı uyarana karşı oluşan duyguları, merkezi ve otonom sinir sistemlerinden gelen yanıtlardır. Bazı bilim adamları bu verilen yanıtların genetik eğilime açık olduğunu söylese de, bu konuda literatüre geçmiş herhangi bir kanıt yoktur. Otonom sinir sistemi ile derin beyin yapılarının (Amigdala, Orbitofrontal korteks, Anterior singulat korteks ve İnsula aktivasyonu) duyguları sürüklemesi ile yüz kasları harekete geçer.
Günümüzde duyguların yaşamın her alanında ne kadar etkili olduğu yaşanmışlıklar, deneyler ve yapılan araştırmalarla ortaya çıkarılmakta ve vurgulanmaktadır. Yaşamımızdaki kişileri anlayabilmemiz ve bir sonraki adımlarının ne olduğunu öngörebilmemiz için birbirimizin duygularını tanıyabilmemiz çok önemlidir. Karşımızdaki insanlara ne yapmak istediğimizi anlatmak için de kendi duygularımızı anlayabilmemiz ve ifade edebilmemiz gereklidir.
Günümüzde kişilerin duyguları, yüz kaslarının hareketleriyle dışarıya vurulduğu için analiz edilmektedir. Ancak duyguların ölçümleme ve analizinin, literatüre geçecek düzeyde düzgün ölçümleme yöntemleriyle bizzat nörobilimciler tarafından gerçekleştirilmesi ve istatistiksel olarak anlamlı olan skorların raporlanması önemlidir. İstatistiksel anlamlılık, sunulan uyarana karşı teste katılan kişilerin ortak olarak aynı duyguyu hissetmeleridir. Gösterilen her görsel/işitsel uyarana karşı oluşan duyguların değerlendirilip, kişiye özel duygu haritalaması yapılması gereklidir.
Hayatın her alanında her ne yaparsanız yapın – duygulara hitap edin! Olaylar ve sayılar yeterli değil, sözler bir yere kadar, mantık yeterince çalışmıyor, karar için duygu gerekiyor.
Bu konuda Güney California Üniversitesi’nin Nöroloji ve Psikoloji profesörü olan Antonio Damasio’nun “Biz hisseden düşünme makineleri değiliz, düşünen hissetme makineleriyiz” sözü “kararlarına duygularını karıştırma!” klişe sözünü değiştirecek gibi gözüküyor. Artık kişilere verilen eğitimlerde önce hisset, sonra gerçekleştir ve en son düşün teorisinin geçerli olduğu anlatılıyor. Zira duygular eylem yaratır ve kararları tetikler.