Tüketicilerin Marka Sadakatinin Nörobilimsel Temelleri

Marka sadakati, müşterilerin başka markalar da benzer ürün veya hizmetler sunmasına rağmen aynı markayı tercih etmeye devam etmeleridir. Müşteriler sadece bu marka ile etkileşimde kalmakla ve ondan alışveriş yapmayı sürdürmekle kalmaz, aynı zamanda olumlu duygularını da bu marka ile bağdaştırırlar.

Marka sadakatinin, müşterilerin markanızı nasıl algıladığı, eylemleri ve değerleri ile çok ilgisi vardır. Ayrıca müşteri sadakatini korumaya ve yeniden satın alma oranlarını artırmaya yardımcı olmanın önemli bir yoludur. Yine marka sadakati, müşteri algısına odaklanır ve duygusal sadakat olarak da düşünülebilir.  Müşteri marka algısı ise empatiye dayanabilmektedir. Empati sadece bir diğerini anlamak, anlayışla karşılamak değildir. Aynı zamanda öteki ile bağ da kurabilmektir. Bu durumun temelinde de ayna nöronlar yer alır.

Ayna nöronlar; sosyal biliş, empati, dil gelişimi ve motor öğrenme gibi birçok alanda kritik bir rol oynayan nöronlardır. Bu nöronlar, diğer insanların eylemlerini ve duygularını anlamamıza, taklit etmemize ve öğrenmemize yardımcı olarak insan etkileşimlerinin ve toplumsal bağların temelini oluşturur. Ayna nöronlarla ilgili araştırmalar, nörobilim, psikoloji ve eğitim gibi birçok alanda önemli bulgulara yol açmıştır ve bu nöronların işleyişi, insan davranışlarını ve zihinsel süreçleri daha iyi anlamamıza katkıda bulunmaktadır. Özellikle sosyal davranışların ve iş birliğinin temellerini atar. Başkalarının niyetlerini ve eylemlerini anlamak, toplum içinde etkili etkileşimler kurmamıza yardımcı olur. Markaların duygulara hitap etmesi, duygu odaklı çalışmalar ile tüketiciye ulaşması tüketici tarafından pozitif karşılanabilmektedir. Ayrıca ayna nöronlar, taklit ve özdeşleşmeden de sorumludur.

Örneğin; markalar tüketicilerin yaşam tarzlarına benzer içerikler yarattığında, bu durum tüketicinin ayna nöronlarını aktifleştirebilmektir. Marka ile yaşanan olumlu deneyimler ve anılar, tüketicilerde duygusal bir bağ oluşturur.

Sonuç olarak tüketici sadakatinin sağlanmasında ayna nöronlar, empati gibi kavramlar öne çıkmaktadır. Tüketicinin nörobilimsel temellerini anlaması tüketici sadakatinden, marka başarısına kadar pek çok avantaj sağlayacaktır. Nöropazarlamadaki araçları ile bu kolaylıkla saptanabilir. Özellikle duygu analizleri bu konu da oldukça yarar sağlayabilir.

Referans: Psikolog Merve Altındağ

G.Rizzolatti,I.Craghero: The mirror-neuron system.  Annu Rev Neurosci, 27,169-192.

AŞKIN, N., & İpek, İ. (2016). Marka Aşkının Marka Deneyimi ile Marka Sadakati Arasındaki İlişkiye Aracılık Etkisi. Ege Academic Review, 16(1).

Şahin, Ö. (2007). Marka sadakatini etkileyen faktörlerin belirlenmesi ve tüketiciler üzerinde bir uygulama (Master’s thesis, Sosyal Bilimler Enstitüsü).

Etiketler: #nöropazarlama, #nörobilim, #markasadakati, #blog

Facebook
Twitter
LinkedIn

2024’te Nöropazarlama Trendleri

Dijitalleşen dünyada, markalar tüketicilerin dikkatini çekmek ve onları ikna etmek için giderek daha yenilikçi yöntemler arıyor. 2024 yılı itibariyle, bu alandaki en güçlü araçlardan biri, nöropazarlama olarak bilinen Sinir Bilimleri oldu. Beynin dikkat, algı, öğrenme, duygusal uyarılma ve karar verme süreçlerinin (kognisyon) altında yatan biyolojik mekanizmalar hakkında önemli bir bilgi birikimi oluşturmuştur. Nöropazarlama gibi alanlar bu bilgi birikiminin gelişen uygulama alanlarındandır.

Yeni Yıla Beyin Odaklı Giriş

Yeni yıl, bir dönüm noktasıdır; hem kişisel hem de ticari anlamda büyük bir başlangıç olarak kabul edilir. İnsanlar, geçmişin izlerini geride bırakıp yeni umutlarla, yeniliklerle dolu bir yıla adım atmak isterler. Bu dönemde markaların, tüketici psikolojisini anlamaları ve onlara hitap etmeleri daha da önemlidir. Beyin odaklı pazarlama, markaların tüketicilerin düşüncelerini, duygularını ve davranışlarını doğru analiz etmelerini sağlayarak, daha etkili bir iletişim kurmalarına yardımcı olabilir.

2025 Yılının Rengi: Mocha Mausse ve Nöropazarlama Perspektifi

Pantone Color Institute, 2025 yılı için “Mocha Mausse” adlı kadifemsi kahverengi tonunu yılın rengi olarak belirledi. Bu seçim, yalnızca estetik bir tercih değil, aynı zamanda derin bir psikolojik ve duygusal anlam taşıyor. Renklerin, kişisel ve toplumsal düzeyde nasıl algılandığı ve anlam bulduğu üzerine yapılan nöropazarlama araştırmaları, renklerin tüketici davranışları üzerindeki etkilerini ortaya koyuyor.