Beyninizi şöyle bir düşünün – hemen başka hiçbir organınıza benzemediğini söyleyeceksiniz. İnsan organları arasında sırrı en son açığa çıkan beyindir. Beynin anatomisi ve fonksiyonlarının keşfi bin yıla yayılmış bir süreci kapsar.
Günümüzde, beynin nörobilimsel olarak incelenmesi tamamlanmamış bir maceradır ve hala çok gizemlidir. Evet, beynimiz diğer tüm organlarımızdan farklıdır; kalbimiz gibi atmaz, ciğerlerimiz gibi genişleyip sönmez, mesanemiz, bağırsaklarımız gibi görünür maddeler salgılamaz. Ama bizi hayatta tutandır, bilincin merkezidir, hiç sıradan değildir…
Şimdi beynimize kısa bir yolculuk yapalım:
- Ortalama 1300-1400 gr olan beynimiz son derece kompakt bir yapıya sahiptir. Beyindeki bütün kıvrımlar düzleştirildiğinde yaklaşık 2300 cm’lik bir alanı kaplar.
- Beynimizde 100 milyar sinir hücresi var. Bunlar kalp atışını, nefes almayı, kan basıncını düzenleyen, açlık, susuzluk, seks güdüsü, uyku düzenini kontrol eden nöronlardır.
- Her an 10 milyar transmitter oluşur. Sinir hücrelerinin taşıdığı sinyaller nöronlar üzerinde son derece hızlı ilerler.
- Beynimiz vücudumuzun %2’sini oluştur ama oksijenimizin %20’sini tüketir.
- İlkel ve orta beynimiz 500 milyon yaşında iken yeni beynimiz 3-4 milyon yaşındadır.
- Beynimizin sadece %10’unu değil, hepsini kullanırız. Beyin görüntüleme teknikleri, beynin her bir bölgesinin aktif olarak çalıştığını göstermektedir.
- Davranışlarımızı yöneten duygularımızın merkezidir.
- Bildiklerimiz ve bilmediklerimizin sorumlusudur.
- Beynimiz seçicidir. Daimi olarak muazzam miktarda bilgi kaydetmesine rağmen bu bilgilerin çok küçük bir kısmını işlenmeleri için seçer.
- Her beyin eşsizdir. Her bir beyinde bulunan farklılıklar, her bireyin eşsiz kişiliklere sahip olmasını sağlar.
- Beynimizde beyin hücreleri çoğalmamalarına rağmen değişim gösterebilir yani beyin dokusu aynı bir vücut kası gibi ne kadar çalıştırıldığına bağlı olarak güçlendirilip, geliştirilebilir.
- Ne harika ki yaşlandıkça beyin hücrelerini kaybetmeyebilir, kayıp olanları da çalıştırarak yenileyebiliriz.
Beynimizin sahip olduğu özellikler:
- Benmerkezcidir
- Zıtlıklardan hoşlanır
- Anlaşılabilir olanı çok sever
- Süreçlerin başlangıç ve sonunu hatırlar, aradakiler kaynar
- Görseldir
- Duygusaldır
- Hikâyeleri sever
Nörobilim Araştırmaları son yıllarda gittikçe artan bir hızda gelişmekte, beynin karmaşık zihinsel ve duygusal süreçlerini aydınlatmaktadır. Bu çerçevede günümüzde, beyin aktivitesinin deneğe herhangi bir acı veya hasar vermeden ölçümüne olanak sağlayan Elektroensefalogram (EEG, beyin elektriksel aktivitesi) ve fonksiyonel Manyetik Rezonans Görüntüleme (fMRI, beyin kan dolaşımı) yöntemleri, nöropazarlamanın elindeki en önemli bilimsel araçlardır.
Bugünün pazarlama dünyasında yeni jenerasyon yöntem olarak kabul edilen ‘Nöropazarlama’, zihnin çeşitli uyaranlara verdiği bilinçaltı tepkilerinin nörolojik ve fizyolojik çalışmasıdır. Günümüzde tüketici kararlarında bilinçdışının çok etkin olduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Bu yöntem kullanılarak tüketicilerin bilinçdışı algıları, zevkleri, tercihleri, tepkileri, satın alma eğilimleri bilimsel olarak ölçümlenmektedir.
Nöropazarlama yönteminin başlıca avantajı, tüketici tutum ve davranışlarında karanlıkta kalan kısımlara ışık tutarak, tüketici dünyasına geniş bir perspektiften bakma olanağı sunmasıdır. Nöropazarlama araştırmalarında ölçümlemeler için EEG, Mobil EEG, Göz Takibi, Yüz Duygu Eşleme ve Galvanik Deri Direnci gibi teknolojiler kullanılmaktadır.
“Beyin her gün milyonlarca hücre kaybeder ve kayıp beyin hücreleri yenilenebilir” – Amy Cuddy” Presence
“Sinir hücresi sayısı 20 yaşında neyse 70 yaşında da öyledir” – Amy Cuddy Presence
“Biz hisseden düşünme makineleri değiliz, düşünen hissetme makineleriyiz” – Antonio Damassio”
100 milyar hücrenin bir makineye aktarılması yani ölümsüzlük çok yakınımızda…
Referans:
Carter, Rita. Beyin Kitabı (s.38,39). Alfa Yayınları.
Cuddy, Amy. Presence (p.352). Little, Brown and Company. (01/30/2018).
Etiketler: #nöropazarlama, #nörobilim, #beyin, #blog